1)Kendinizi kısaca anlatır mısınız?
-Ben gazeteci Sarkis Kassarjian… Şam'da yaşıyorum ve işimin gereği üzere Şam Beyrut ve Dubai arasında dolaşıyorum
Arap dünyasında önde gelen birçok gazete ve Araştırma merkezlerinde bölge siyaseti ve uzmanı olduğum Türkiye siyaseti ve Türkiye konularını yazıyorum
Lübnan’da basılan ve Arap dünyasının en eski ve en çok okunan gazetelerden biri olan Annahar gazetesinin Türkiye haberler müdürlüğünü yapmaktayım. Ayrıca Birleşik Arap Emirliklerindeki Almashhad TV kanalının web sitesinde Türkiye konularını yazıyorum.
Genelde 4 dil ile yazıyorum Arapça Türkçe İngilizce ve Ermenice…
Türkiye medyasında da Oksijen, Bir gün ve Agosgazetelerinde yazılarım var
2)ABD’nin Suriye’ye karşı planlar içinde olduğunu düşünüyor musunuz?
-Tabii ki ABD'nin Suriye ile ilgili planları var ve bu planlar ABD'nin bölgedeki planlarının parçasıdır.
ABD'nin Suriye'de ilgilendiği birçok eksen ve konu var.Bunlardan en önemlisi Suriye- İran ilişkileri ve İran'ın Lübnan güneyine ve Gazze'ye kadar Suriye üstünden ulaşan etkisi… Lojistik yardım kanalı Suriye'den geçiyor, onunla beraber ABD'nin ilgilendirdiği ikinci konu Rusya'nın Suriye'de askeri varlığı ve Rusya'nın kurduğu hava ve deniz üstü. Ayrıca ABD’yi ilgilendiren önemli konulardan birisi de Suriye'nin ABD'nin şımarık çocuğu olarak bilinen İsrail'in sınırında olması ve bölgede İsrail'in bir legal devlet olduğunu kabul etmeyen tek ülke olması…
3)Bize Suriye’deki Arap aşiretlerini anlatır mısınız? Arap aşiretlerinin güçleri ne boyuttadır. Zira biraz geriye dönersek PKK/YPG ile Arap aşiretler arasında güçlü çatışmalar olmuştu?
-Suriye genel olarak bir Aşiret ülkesi olmamakla birlikte aşiretlerin, ister siyaseten İster ekonomide ve en çok da sosyal anlamda büyük bir ağırlığı bulunmaktadır. Ama şu kesindir ki Suriye'deki savaş her şeyle birlikte aşiretleri de böldü. Yani genel olarak aşiretlerin siyasi duruşunu tüm aşireti bağlamamalıyız. Onun için bu aşiret hükümet yanlısı, şu aşiret YPG yanlısı ya da üçüncü bir aşireti Türkiye yanlısıdırdiyemeyiz. Çünkü her aşirette üç tarafa yanlı olan ya da üç tarafa da karşı olan insanlar bulunmaktadır.
YPG'ye karşı savaşan aşiretlerin durumu da aynıdır. Yani aynı aşiretten YPG güçlerinde mensupları bulunan ve aynı zamanda Onların akrabaları da YPG'ye karşı savaşan konumunu görüyoruz. Onun için ben o kadar da aşiretlerin öyle büyük bir direniş gücü olduklarına katılmıyorum ama siyasi nedenlerle ve siyasi hesaplarla bu aşiretlerin konusu her zaman önem teşkil edebiliyor. Fakat dediğim gibi aşiretlerin somut, bağımsız bir güç ya da bir taraf olduğunu söyleyemeyiz.
“SURİYEDE SAVAŞIN BİTMİŞ OLMASINDAN BAHSEDEMEYİZ AMA ÖNCEKİ SENELERE GÖRE KIYASLARSAK SAVAŞIN BÜYÜK ÇAPTA GERİLEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİRİZ.”
4)Suriye’de savaş tam anlamıyla bitti diyebilir miyiz?
-Tabii ki Suriye'deki savaş bitmedi. Ama genel olarak savaşın en küçük coğrafyada ve en az silah seslerini duyulan bir zamandan söz edebiliriz. Suriye'de El-kaide ve İslamcı Radikal grupların İdlib’i kontrol altında tuttuklarını biliyoruz.IŞİD'in Suriye çöl bölgesinde çok aktif olduğunu ve o bölgelerden Suriye ordusuna karşı ve YPG'ye karşı saldırırlar düzenlediğini de biliyoruz. Kuzeyde Türkiye'nin inşa ettiği adıyla Suriye Milli Ordusunun olduğu bölgelerde yine genelde YPG ile ve bazen Suriye ordusunun çatışma içerisindeolduğunu da biliyoruz. Ve bu grupların kendi aralarında da çatışmaların olduğunu da göze alarak Suriye'de savaşın bitmiş olmasından söz edemeyiz ama önceki senelere göre kıyaslarsak Suriye'de büyük çapta savaşın gerilediğini söyleyebiliriz.
5)Esad Rejiminin 2013 yılındaki katliam görüntüleri ortaya çıkmıştı. Herkes en az 41 kişinin canlı canlı infazlarını izledi. Bu duruma istinaden Fransa, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hakkında uluslararası yakalama kararı çıkardı. Siz bir gazeteci olarak bu durumu nasıl yorumlarsınız?
-Suriye Savaşı'nda birçok savaş suçu vasfı taşıyan eylemlere tanık olduk ve bu eylemleri yapan ya da karışan insanların mutlaka gerekli cezayı almaları gerekiyor. İster Radikal İslamcı gruplardan, ister Suriye Ordusu mensupları tarafından işlenen suçlar olsun yargı önünde gerekli cezayı alacaktır ve bu konunun muhatabı Suriye yargısıdır. Ama bu durumSuriye'de bir çözüm ve bir uzlaşma sonrası olabilir. Onun için şimdilik böyle bir genel cezalandırma ve yargı sürecinin olmayacağını düşünüyorum. Ayrıca bu konuda Fransa'nın ya da ABD'nin ne düşündüğü, nasıl adımlar attığı çok etkili olmayacaktır. Çünkü Gazze’deki savaş ve ondan önce bölgede işlenen birçok katliamda gördük ki uluslararası tarafların harekete geçmesi aslında siyasi içerikli ve siyasi hedeflerle olmuştur. Onun için herhangi bir dış devletin bu konuya müdahil olması yalnızca siyaseten izah edilebilen bir durumdur.
“YPG’NİN KONTROL ETTİĞİ IŞİD KAMPLARINDA DÜNYANIN EN TEHLİKELİ TETÖRİSTLERİ BULUNUP, PATLAMAYA HAZIR BİR BOMBA GİBİ SURİYEDE BULUNMAKTADIRLAR.”
6)IŞID’in şu anki mevcudiyeti itibariyle Suriye’ye bir tehlike yarattığı söylenebilinir mi? Çünkü ABD, Suriye’deki varlığını IŞID’in varlığına bağlıyor.
-Işid'in Suriye'deki varlığı her zaman bir tehlike oluşturmuştur. IŞİD'in Suriye'ye ulaşmasında ve Suriye'de aktif olmasında ve alan kazanmasında dış güçlerin ve dış aktörlerin büyük rolü var. Yani IŞİD'in aktifleşip aktifleşmemesi konusu dışarıdan da bakılmalı ve takip edilmelidir. Biz biliyoruz ki büyük sayıda Avrupalı IŞİD militanı batılı ülkelerden Suriye'ye geçtiler ve bu ülkelerin istihbarat teşkilatları, bu büyük geçiş hareketlerinden habersiz olmaları akla ve mantığa biraz ters geliyor. Onun için IŞİD'in uyuyan hücreleri Suriye'de bulunmaya devam etmektedir. Bu hücrelerin aktiflemesi kararı alındığında IŞİD yeniden Suriye'de büyük Bir tehlike olabilir. Gördüğüme göre bugünkü şartlar, bölgesel ve uluslararası çapta böyle bir planın işlemesi için uygun görünmüyor. Bir başka hususta YPG'nin kontrol ettiği IŞİD kamplarının tehlikesini de göz önünde bulundurmalıyız. Çünkü bu kamplarda dünyanın en tehlikeli teröristleri bulunup patlamaya hazır bombalar gibi Suriye içerisinde durmaktadır.
“ESAD’IN SURİYELİLERİ İSTEMEME ŞANSI YOK. SURİYELİLERİN VATANLARINA DÖNMESİ İÇİN HİÇBİR ENGEL OLAMAZ.”
7)Beşar Esad, mültecilerin geri dönmesini istiyor mu?
-Esad'ın mültecilerin geri dönmesini istemesi ya da istememesi söz konusu değildir. Bu soru genelde daha çok siyasi bir soru olarak önümüze geliyor. Çünkü Esad'ın istememe şansı da yok. Suriyelilerin vatanlarına dönmesi için hiçbir engel olamaz. Bir tek bu Suriyelilerin dönmek istememesi söz konusu olabilir. Ya da Suriyeli vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması olabilir ki o da parlamento onayı ister ve bu da imkânsız bir şeydir. Onun için bu durummültecilerin dönmesini isteme ya da istememe İle bağlantılı değildir. Suriye'deki sağ şartlarına ve daha da önemlisi ekonomik şartlarına bağlı olan bir şeydir. Mültecilerin dönmesini teşvik etmek için Suriye'nin ekonomisinin iyileşmesi gerekiyor çünkü mültecilerin büyük bir kısmı aslında savaştan, ölümden ve savaşın yarattığı ekonomik krizden dolayı kaçtılar. Onun için de mesela Türkiye'de ekonominin bozulmasıyla birlikte birçok Suriyelinin geri dönme planları yaptığını ve küçük sayılar da olsa Suriyelilerin döndüğünü gördük. Yani mültecilerin dönmesini ekonomikşartların savaşın düzelmesi, Suriye'de bir çözümün bulunması ve döndükleri şartlarda hiçbir sorunla karşı karşıya bulunmasıgibi hususlarla ilişkilendirebiliriz.
8)Bugünden bakacak olursak mültecilerin Türkiye’den geri dönüş yapmamaları adına herhangi bir sebep var mı?
-Mültecilerin Türkiye'den geri dönüş yapmamalarınınkendilerince birçok nedeni var. Söylediğim gibi Suriye'deki ekonomi şartların kötü olması en önemli sebeptir. Suriye'de belirsizlik de önemli bir faktör yani Suriye'de bugüne kadar nihai bir çözümün bulunamaması… Tabii ki birçok başka sosyal ekonomik ve siyasi faktörler de var. kana bulaşmış insanlar var. Suriye'de bankalara dolandırıcılık yapıp kaçanlar var. Türkiye'de çocuklarını Türkiye'de doğurmuş ve Türkiye de yaşama ve Türkiye'de hayata entegre olan aileler var ki bunların tekrardan dönmesi çok zor görünüyor. Suriye hükümetine muhalif olanlar var ve bu muhaliflerin herhangi bir koşul altında dönmek istemediklerini de görüyoruz.Kısacası birçok neden var onun için bu konu aslında çok komplike ve uzunca konuşmayı gerektiren bir konu…
“SURİYE TEKRARDAN ASKERİ GÜCÜNE KAVUŞANA KADAR, İSRAİL SALDIRILARININ DEVAM EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.”
9)İsrail Suriye için de büyük tehdit oluşturmaya başladı. 4 gün önce Şam’ı hedef alan İsrail füzeleri Suriye tarafından düşürülmüştü. Yorumunuz neler olacaktır?
-Tabii ki İsrail ve Suriye arasındaki gerginlik Suriye Savaşı'ndan sonra daha da arttı. İsrail, Suriye Savaşı'nda muhalifleri doğrudan destekledi. Ayrıca Suriye'nin güneyinde Radikal İslamcı savaşçılarından bazıları İsrail hastanelerinde bile tedavi gördü. Suriye İsrail gerginliği bence devam edecek bu gerginliğin en önemli faktörlerden birisi de İran'ın Suriye'deki askeri varlığıdır. Fakat son zamanlarda bu saldırılar biraz geriledi. Bunun da İran'ın İsrail'e düzenlediği saldırıdan dolayı olduğunu düşünüyorum. Lakin her şeye rağmen Suriye tekrardan askeri gücüne kavuşana kadar, İsrail saldırılarının devam edeceğini düşünüyorum