Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” atasözü, tam da İzmir için söylenmiş bir söz gibi duruyor. İzmir’de AK Parti’nin beş belediyesi vardı. Kiraz, hiç kaybedilmez denilen sağın kalesi olarak biliniyordu. Peki, neden kaybedildi? Mütavazilikten uzak, teşkilatı tanımayan bir anlayış ve “Ben varsam AK Parti var” demenin sonuçları mıydı?
Sonuç hüsran oldu ve il başkanlığına sıkıntılar aktarıldı, ancak kimse teşkilatın sesini duymadı. Seçime günler kala ilçe teşkilatı istifa etti. Çalışmak isteyenler vardı, ancak başkan bunu istemedi. Kaybedilen sadece bir ilçe değil, gerçek AK Partili emeğe saygı da oldu. CHP’den bir aday koyuldu.
Bir ilçe var ki, bu durum üniversitede siyasal bilimlerde tez konusu olmalı, hatta doktora tezi olabilir: Bergama. AK Parti’nin sevilen ve çalışkan başkanı Hakan Koştu, seçime aylar kala kız kardeşinin beyanı dikkate alınarak aday gösterilmedi. İzmir’de birçok ilçe belediye başkanı değiştiği için bu normal karşılanabilir. Ancak Bergama rencide edildi, itibarsızlaştırıldı ve Bergama halkı bunun hesabını sordu, öz evlatlarına sahip çıktı.
Acaba AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu durumdan haberi var mı? Yoksa biz buradan duyuralım. Bergama’ya Kınık’ta %56 ile seçilen Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğrueli gösterilerek hem Bergama hem de Kınık kaybedildi.
Peki, bu kadar entrikaya gerçekten gerek var mıydı? Bergama değişecekse, bu şekilde olmamalıydı. Şimdi bu büyük hezimetin sorumlusu kim? Kime hesap sorulacak?
Bergama, Kınık, Kiraz, Bayındır… Kesin görünen bir şey var: Sayın Cumhurbaşkanına söz verilen Kemalpaşa tarihi bir fark yedi. Şimdi gözler Ankara’da, kulağımız AK Parti genel merkezinde. Bir iki haftaya her şey netleşir.
Bu düzenlemeler, metninizi daha akıcı ve anlaşılır kılacaktır. Eğer başka bir düzenleme isteğiniz veya sorunuz varsa, lütfen bana bildirin.