Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır. Siyaset tabi ki bir hizmet kurumudur. Ama menfaat üzerine dönmeye başladığı anda canavarlaşıyor, muhalifini yuttuğu gibi, siyasetçiyi de boğuyor.
Hele bir de dava sahipleri bu canavara bel bağlamaya görsünler… Bu canavarın peşinden koşturmayı cihat ve hizmet saymaya görsünler… Ortada ne dava kalır, ne din kalır, ne düzgün insan kalır, ne de halk kalır! Davanın insicamı bozulur, dinin dengesi sarsılır, insanın ayarı kaçar, halkın huzuru mahvolur.Yine eğer dini kendi tekelinde göstererek, zaaflarınla dine zarar veriyorsan ve ekseriyeti dinin aleyhine geçiriyorsan siyasi tarafgirlik yapıyorsun demektir.Siyasetçi dine ve dinin mukaddes değerlerine elbette hizmet edebilir, etmelidir de. Fakat bu hizmetini siyasi malzeme yapamaz, yapmamalı. Çünkü bu durumda dini ucbunuza, riyanıza, ikbalinize, çıkarınıza alet etmiş, dini kendinizle beraber yere düşürmüş, dini dâhilde menfi tarzda kullanmış olursunuz.Siyaset; Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış demektir. İnsanların meydana getirdiği toplulukta, çeşitli konuların konuşulması ve insanların fikrini beyan etmesidir. İçinde yaşadığımız toplumda fikirler açık açık ortaya konulur. Yanlış anlaşılan konular varsa sorulur, doğrusu öğrenilir.
Siyaset, zaman kollayarak, fırsatını bulduğunda “ben sana sorarım” demek değildir.Eğer siyaset, fırsatını bulduğu anda “ben sana sorarım” demek şeklinde anlaşılıyor ve uygulanıyorsa bu çok çirkin ve kabul edilemez bir durumdur. Bu anlayış insanların birbirine olan güvenini zedeler, insanları birbirine düşürür. Böyle bir siyasi anlayış “kendini bilen insanlar için” asla geçerli olmamalıdır. Siyaset, dürüstlük olmalıdır.Hiç kimsenin kimseye hesap sormasına gerek yok. Herkes kendi nefis muhasebesi yapsın yeter. Ömür çok kısa. Ölüm var ölüm. İşte geldik gidiyoruz. Ne dersiniz Kalın sağlıcakla